Günümüzde araç kullanan kişi sayısının gittikçe artması beraberinde trafik kazalarını da getirmektedir. Trafik kazaları maddi hasarlı sonuçlanabildiği gibi yaralamalı ve ölümlü olarak da sonuçlanabilmektedir. Bu sonuçlar için kanun koyucu mağdura ve yakınlarına maddi manevi tazminat hakkı tanımıştır.
Öncelikle bu maddi ve manevi tazminat davaların hukuki temeli Borçlar Kanunu’nun haksız fiil hükümlerine (TBK m49) dayanmaktadır. Bu hukuki temeli Karayolları Trafik Kanunu hükümleri tamamlamaktadır.
Trafik kazası sebebiyle maddi ve manevi tazminat davasını açabilecek kişiler kazanın yaralanma ve ölümle sonuçlanmasına göre değişmektedir.
Yaralanmalı trafik kazalarında;
- Yaralanan kişi maluliyet(sakatlık) nedeniyle maddi tazminat, kaza dolayısıyla duyduğu acı elem ve üzüntüden dolayı ise manevi tazminat davası açma hakkına sahiptir (. TBK m54-56)
- Trafik kazası sonucu ağır bedensel yaralanma söz konusu olmuşsa yaralanan kişinin yakınları da yalnızca manevi tazminat olmak üzere tazmin hakkına sahiptir..(TBK M56/2)
Ölümlü trafik kazalarında;
- Ölenden yaşarken destek alan herkes maddi ve manevi tazminat davası açma hakkına sahiptir. Buna destekten yoksun kalma tazminatı da denilmektedir. (TBK m53)
- Yargıtay eski kararlarında ölen sürücü tam kusurlu ise ölenin yakınlarına bu tazminat hakkını tanımamaktaysa da Yargıtay yeni kararlarında ölen sürücü tam kusurlu olsa dahi yakınlarına destekten yoksun kalınan tazminat hakkını tanımaktadır. Yargıtay’ın bu kararının gerekçesi ise destekten yoksun kalanlarında zarar gören 3. Kişi gibi olduğu ve Zorunlu Mali Sorumluluk sigortası (zorunlu trafik sigortası) kapsamına girdiğidir .( HGK – 2011/411 karar, HGK – 2012/92 karar, HGK 2013/74 karar)
- Yargıtay’ın başka bir kararı ise ailenin çocuğunun ölmesi halinde anne ve babasının destekten yoksun kalma tazminatı alabilmesidir. Yargıtay, ölen çocuğun ailesinin ileride çocuklarının kendilerine maddi anlamda destekte bulunacağını ileri sürerek ispat etmesi halinde tazminat haklarının olduğunu hukuka uygun bulmuştur.
Maddi manevi tazminat davası açabilecek kişilerin yanında talep edilebilecek masraflarda önem taşımaktadır. Trafik kazalarında maddi ve manevi tazminatın kapsamına birden fazla husus girmektedir
Yaralanmalı trafik kazalarında;
- Tedavi masrafları
- İş göremezlik tazminatı
- Maddi hasarların tazmini
- Manevi zararın tazmini
Ölümlü trafik kazalarında;
- Destekten yoksun kalma tazminatı
- Vefat eden kişinin hastane masrafları
- Ölen kişinin cenaze masrafları
- Manevi zararın tazmini
Trafik kazasının hukuki niteliği haksız fiil olması sebebiyle tazminatla sorumlu olan haksız fiili işleyen kişidir. Ancak somut olaya göre sürücünün yanında aracın sahibi, aracın işleteni ve sigorta şirketine karşıda tazminat talebinde bulunulabilir.
- Aracın sürücüsü Borçlar Kanunu haksız fiil hükümleri sebebiyle asıl davalıdır.( TBK M49)
- Aracın sürücüsü ile aracın sahibi aynı kişi olmayabilir. Ruhsatta adı geçen şahıs veya kurum aracın sahibidir. Bu durumda eğer aracın sahibi olmayan sürücü kaza yaptıysa hem sürücüye hem araç sahibine tazminat talebinde bulunulabilir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus aracın sahibi olmak için ruhsatın şahsın veya kurumun üzerine olması yetmez eğer fiili hâkimiyet o kişide değilse ve bunu ispat ederse sorumluluktan kurtulur. (Hukuk Genel Kurulu – 2013/379 karar).
- Aracın işleteni ise kural olarak aracın sahibidir. Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsil sorumlu olurlar. (KTK M85/1)
- Sigorta şirketi de Zorunlu Mali Sorumluluk sigortası poliçesinde yazan rakamla sınırlı olmak üzere zararlardan müteselsil sorumludur. Sigorta şirketi yalnızca maddi zararların tazmini ile sorumludur. Fakat manevi tazminatta sigorta kapsamına alınmış ve primleri ödenmişse manevi tazminat ödemekle de yükümlüdür. (KTK M91)
Tazminat talebinde bulunacağımız kişiler kural olarak bunlar olsa da, bazen somut olayda kanunda sayılan sorumlu kişilerden bu tazminatlar alınamayabilir. Bunlardan birkaçı;
- Karayolları Trafik Kanunu 85. Maddesine göre araçların zorunlu mali sigortası yapması gereklidir ve yaptırmadan trafiğe çıkması yasaktır. Ancak bilindiği üzere bu yasağa rağmen vatandaşların trafiği çıkması çok sık rastlanan bir durumdur. İşte böyle bir durumda zarar gören kişilerin mağdur olmaması için Güvence Hesabı kurulmuştur. Yani zarar gören 3. Kişiler kazaya sebebiyet veren aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası bulunmasa da bu Güvence Hesabından zararlarının tazminini isteyebilecektir.
- Diğer sık rastlanan durum ise kazaya sebebiyet veren kişinin bilinmemesi, yani çarpan aracın bilinmemesi durumudur. Bu durumda da zarar gören kişiler zararını Güvence Hesabından tazmin edebilmektedir.
- Kaza yapan kişinin yabancı plakalı olmasında ise maddi ve manevi tazminatlar gerçek kişilerden değil yurtdışı sigorta şirketlerinden talep edilmektedir. Eğer kazaya karışan yabancı plakalı aracın Yeşil Kart Sigortası var ise durum değişmektedir. Yeşil Kart Sigortası uluslararası geçerliliği olan bir sigortadır. Yeşil kart sigortası olduğunda Türkiye’de geçerli Zorunlu Trafik Sigortası var gibi değerlendirilmekte ve 3. Kişiler zararlarını Türkiye Motorlu Taşıtlar Bürosunu muhatap alarak talep edebilirler.
Somut olaya göre değişebilen diğer bir hususta tazminat miktarıdır. Öncelikle manevi tazminat hâkimin takdirine bağlıdır. Manevi tazminatın amacı kaza sebebiyle duyulan elem ve kederi biraz olsun azaltmaktır. Ancak günümüzde manevi tazminat davası davalı tarafa verilen bir ceza, davacı tarafın ise zenginleşmesi olarak algılanmaktadır. Bu yüzden hâkimin bu algılara göre değil hakkaniyete uygun bir karar vermesi gerekmektedir.
Maddi tazminat davasında ise tazminat miktarının belirlenmesi uzman kişiler tarafından yapılmaktadır. Ancak genel olarak maluliyet ( sakatlık) durumunda 72 yaşına kadar işgücü olduğu 60 yaşına kadar ise aktif çalışma yaşı olduğu kabul edilmekte ve buna göre kusur oranı da işleme katılarak hesaplama yapılmaktadır.
Ölümlü kazalarda da yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken ölen kişinin yaşı, ailenin ekonomik durumu, kişi sayısı gibi birçok durum göz önüne alınarak bir hesaplama yapılır. Ölen kişinin 70 yaşında olması ile 20 yaşında olması durumunda bu tazminatın miktarı değişmektedir.
Trafik kazası sebebiyle talep edebileceğimiz bu tazminatın zamanaşımı süresi ise haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren 2 yıldır. Ancak zarar gören, faili ve zararı daha geç öğrendiyse herhalde fiilin işlendiği tarihten itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi mevcuttur.( KTK M.109)
Eğer trafik kazası sonucu bir suç meydana gelmişse ceza zamanaşımı süreleri uygulanır.(KTK M109/2) . Yaralamalı trafik kazası varsa taksirli adam yaralama, ölümlü trafik kazası varsa taksirli adam öldürme suçu oluşmaktadır. Buda demektir ki yaralanmalı bir trafik kazası varsa fiilin işlendiği tarihten itibaren 8 yıl zamanaşımı mevcuttur. Eğer ölümlü bir trafik kazası mevcut ise zamanaşımı 15 yıldır.
Trafik kazası sebebiyle açılacak tazminat davasında yetkili mahkeme de birden fazla olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunlar;
- Davalılardan herhangi birinin yer mahkemesi yetkili mahkemedir. (HMK M6)
- Trafik kazası bir haksız fiil olduğu için kazanın meydana geldiği yer mahkemesi yetkili mahkemedir. (HMK m16/1)
- Davacının yer mahkemesi yetkili mahkemedir. ( HMK M16/1)
- Sigorta şirketinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi de yetkili mahkemedir. (HMK M14/2)
Trafik kazası sebebiyle açılacak davanın görevli mahkemesi ise kural olarak Asliye Hukuk Mahkemesidir. Ancak eğer dava sigorta şirketine açılacak ise görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olacaktır.
Değinilmesi gereken bir hususta araç değer kaybıdır. Trafik kazası sonucu oluşan maddi zararlar sigorta poliçesi kapsamında karşılanmaktadır. Ancak maddi zarar onarılsa dahi aracın piyasa satış değeri düşmektedir. Karşı tarafın kusuru sonucu yapılan kazada aracın değeri düştü ise araç değer kaybı tazminatı hakkı doğmaktadır. Araç değer kayıpları sigorta poliçesi teminatı kapsamındadır.
Sonuç olarak trafik kazası her ne kadar olumsuz sonuçlar doğursa da kanun koyucu bu olumsuz sonuçtan ötürü mağdur olunmaması için tazminat hakkını tanımıştır. Önemli olan bu haklardan yararlanabilmek ve amacına uygun bir şekilde kullanabilmektir. Günümüzde insanların kaza dolayısıyla üzüntüsünden faydalanarak hukuku bilmeyen sigorta simsarları bu tazminatı çok kısa sürede sonuçlandıracağını vaat ederek kandırmaktadır. Vatandaşların bu kişilere karşı dikkatli olması ve hukuki bilgi sahibi avukatlardan destek alması kendileri için daha doğru bir çözüm olacaktır.