Şantaj suçu TCK md 107/1 uyarınca, ”hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından bahisle, bir kimseyi kanuna aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya ya da haksız çıkar sağlamaya zorlayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır ”şeklindedir.
Bu suçun faili herkes olabilecekken kamu görevlileri bakımından bir ayrıma gidilmiştir, buna göre kamu görevlisinin yaptığı eylem şantaj suçunun değil, irtikâp suçunun icbar (zorlama) görünüş biçiminde uygulanmasına girmektedir. Buna günümüzde çok yaygın olan bıçak parası denilen, hastanelerde doktorun ameliyat için istediği parayı örnek gösterebiliriz. Eğer bir kamu görevlisine görevini yapmaması için şantajda bulunulursa, burada hem şantaj hem de görevi yaptırmamak için direnme suçu oluşmaktadır. Böyle bir durumda cezalandırılma aşamasında ise hangi suçun cezası daha ağırsa ona göre ceza verilir.
TCK 170/2’ye göre “Kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bir kişinin şeref veya saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususların açıklanacağı veya isnat edileceği tehdidinde bulunulması halinde de birinci fıkraya göre cezaya hükmolunur. ”şeklindedir, ancak açıklanacağı söylenen şeylerin bu suçu oluşturabilmesi için gerçek olması aranmıştır aksi takdirde bu iftira suçu kapsamına girecektir.
Şantaj suçuyla korunan yarar ise kişinin özgürce karar verebilme ve istediği kararı bağımsız uygulayabilmesidir. Örneğin, kendisine yeterli miktarda para verilmezse tanıklık yapmaktan çekileceğini söylemesi.
Şantaj suçundan bahsedebilmemiz için iki unsurun birlikte gerçekleşmesi gerekir. Buna göre şantajda;
1) Failin karşı tarafa yapacağını ya da yapmayacağını söylediği şey onun hakkı veya yerine getirmesi gereken bir şey olmalıdır.
2) Kendisine veya başkasına yarar sağlamak için karşı tarafa zarar verecek şekilde bu hususları açıklayacağı tehdidinde bulunmalıdır.
Bu iki madde bahsedildiği üzere şantaj, failin kendi isteğini tehdit unsurunu kullanarak mağduru kendi iradesine boyun eğdirmekte ve özgürlüğünü sakatlamaktadır.
Tehdit suçu ile şantaj suçunu ayıran nedir?
- Tehdit suçu bir kimsenin, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit etmektir. Buna göre birine söylenen “Seni öldüreceğim” sözü bir tehdit suçudur. Şantaj suçunda ise bu tehdit unsurunun bir araç olarak kullanıldığı, bu tehditle bir şeyi yaptırmak ya da yaptırılmamaya zorlanılmaktadır. Şantaj suçunda amaç bir yarar elde etmektir ancak tehdit suçunda herhangi bir şeyi yaptırma amacı yoktur yalnızca korkutma amaçlı yapılır.
- TCK 170/1’de bahsedilen zorlama fiziksel bir zorlama olmadığından tehdit suçuna benzer özellik göstermekte fakat tehdit suçunda haksız bir korkutma söz konusuyken, şantaj suçunda zor durumdaki mağdurun bu durumu tehdit konusu yapılarak ondan haksız çıkar sağlanılması ya da mağdur belli bir davranışa zorlanılması durumu mevcuttur.
Bu suçun tamamlanması için yapılması istenilen davranışın yapılmış olması gerekmemektedir, bunun karşı tarafa ulaşmış olması yeterlidir. Ancak şantaj suçunun oluşması için failin ileri sürdüğü şey onun hakkı ya da yerine getirmekte yükümlü olduğu bir şey olmamalıdır. Örneğin, alacaklının borçluya borcunu ödemediği takdirde onu mahkemeye vereceğini söylemesi, ev sahibinin kiracıya kirayı geciktirirse onu daireden çıkartacağını söylemesi veya alıcının kendisine bozuk ürün satan bakkaldan ürünü değiştirmediği takdirde mahalledeki herkese bozuk ürün sattığını yayacağını söylemesi.
Kişi bazı hususları açıklayacağı tehdidinde bulunduğu anda bu suçu tamamlanmış kabul edilir. Bu tehdidin söz konusu içeriğini gerçekleştirdiği takdirde olay durumuna göre hakaret veya özel yaşamın gizliliğini ihlal suçundan da ayrıca cezalandırılacaktır. Örneğin; uygunsuz fotoğraflarını ailesine göstereceğinden bahisle mağdurdan yarar sağlayan kişi ailesine göstereceğini söylemesi ile şantaj suçu oluşmaktadır, aynı zamanda yarar sağlayıp ailesine fotoğrafları gösterirse de özel hayatın gizliliğini ihlal suçu oluşur.