Gemi (TTK m. 931):
Tahsis edildiği amaç suda hareketi gerektiren, yüzen, pek küçük olmayan bir araçtır. Bu durumda geminin varlığından söz edebilmek için üç unsur söz konusu olmaktadır. Amaç; Suyun üstündeki faaliyet sebebi ile bir gelir elde etme amacıdır.
Yüzen; Hareket edebilme kabiliyetine sahip olmasıdır. Bu aracın kendi kendine bu faaliyeti yürütmesi ile dışardan bir unsurla yürütülebilmesi hususunda fark yoktur.
Pekte küçük olmama; denizcilik tekniği açısından belirlenmektedir. Kanunda buna ilişkin bir düzenleme yoktur
Üç unsurun varlığı halinde bu aracın gemi vasfını taşıdığı kabul edilir. Bu unsurlardan birinin geçici süre ile kaybı halinde o aracı gemi olmaktan çıkarmaz. Eğer bu geçicilik süreklilik arz etmeye başlarsa o araç gemi vasfını yitirir.
Bütünleyici parça ve eklentileri; Aksi kararlaştırılmamış ise gemi ile aynı tasarrufa tabidir.
Bütünleyici parça geminin gövdesine sıkı sıkıya bağlı olan tahrip edilmek sizin ayrılması mümkün olmayan parçadır. (Pervane , Kazan, vb.)
Eklenti, geminin faaliyetini yürütmesi için gereken parçadır.( Ön kısım cihazları, Filika, vb. )
Gemi, TTK’ya göre taşınır bir maldır. Ancak icra iflas hukuku açısından taşınmaz mal olarak nitelendirilir.
Gemiler, tahsis edildiği amaca göre, ticari, ticari olmayan gemiler olarak ikiye ayrılır.
Gemilerin özel hukuka göre deviri:
Hukuki muamele yolu ile devir – hukuki muamele dışında devir.
Hukuki muamele yolu ile devir:
Üç farklı başlık altında incelemek mümkündür.
Sicile kayıtlı gemiler; Esasa olarak tarafların anlaşması ve zilyetliğin devri ile yeterlidir. Ancak TTK, bu anlaşma için şekil şartı öngörmüştür. Anlaşma yazılı ve imzaların noter onaylı olması gerekmektedir.
Sicili kayıtlı olmayan gemiler; Bu gemiler taşınır mülkiyetinin devrine ilişkin hükümlere bakılır. Medeni kanuna göre taşınırların, zilyetliğin devri ile mülkiyeti geçirilir. Üçüncü olarak da gemi payının veya iştirak payının devri söz konusudur.
Hukuki muamele dışında devir:
İki türlü gerçekleşir sahiplenme ve kazandırıcı zaman aşımı yolu ile
Sahiplenme; Sahipsiz bir malı malik olma iradesi ile ede edilmesidir. Sahiplenmede eğer gemi, sicile kayıtlı ise yetki sadece devlete tanınmıştır. Devlet dışında hiç kimse sahiplenme iradesi ile geminin maliki olamaz, sicile kayıtlı değil ise o zaman herkes malik olma iradesi ile gemiyi elde edebilir.
Kazandırıcı zaman aşımı: Olağan zaman aşımı ve Olağan üstü zaman aşımı
Olağan zaman aşımı; Aralıksız davasız 5 yıl boyunca zilyet olursa mülkiyeti kazanır.
Olağan üstü zaman aşımı; Aralıksız davasız 10 yıldır ancak bu gemi sicile kaydı gerekirken kaydı yapılmamış olmalıdır. 10 yılın sonunda sicile kaydı talep edilir.
Bağlama limanı:
Gemiye ait seferlerin yönetildiği yerdir. Üç önemli hukuki sonucu mevcuttur.
Geminin sicil kaydı bağlama limanının olduğu yer sicilidir. Bu neden her geminin bağlama limanı olmalıdır.
Kaptana bağlı görev ve yetkileri bağlama limanında sınırlıdır. Uzaklaştıkça genişler. Sorumluluğu farklı değerlendirilir.
Donatan ve müşterek donatanlara karşı açılacak davalarda bağlama limanının olduğu yer mahkemesi yetkilidir.
Çarpma; Deniz hukuku anlamında çatma ile başlar. Çatma, iki veya daha fazla geminin birbirine çarpmasıdır. İkiye ayrılır. Kusurlu çatma ve kusursuz çatma
Geminin, bir manevrayı yapmak yada yapmamak yahut seyir kurallarına uymamak sureti ile bir başka gemiye veya gemide bulunan insanlara veya eşya ya çarpması halinde bu hükümler uygulanır.
Gemilere bayrak çekme durumu:
Her geminin bir bayrağı vardır. Bayrak uyuşmazlık halinde hangi ülkenin mevzuatının uygulanacağını belirler. Her Türk gemisi Türk bayrağı çeker.
Yalnız Türk vatandaşının malik olduğu gemi Türk gemisidir. Birden fazla kişiye ait olan gemiler;
- Paylı mülkiyet halinde, paylarının çoğunluğunun,
- Elbirliği mülkiyet halinde maliklerin çoğunluğunun Türk vatandaşı olması şartı ile Türk gemisi sayılırlar.
Bir geminin Türk bayrağı çekme hakkına sahip olup olmadığı TTK m. 940’a göre belirlenir. Ancak kanun koyucu madde 941’de bazı istisnalar getirmiştir.
Türk gemisinin yabancı bayrak çekmesi veya yabancı bir geminin yabancı bir bayrak çekmesi halinde bazı şartların varlığı aranmıştır. Madde 941/2 yabancı bir gemi Türk bayrağı çekmek isterse; Bir yabancı bir gemi, ona Türk bayrağı çekebilecek kişilere en az 1 yıl süre ile bırakılmış olmalıdır. Malikin bu konuda rızası alınmış olmalıdır. Türk mevzuatındaki kaptan veya gemi zabitleri hakkındaki hükümlere uyulması gerekir. Bayrağını taşıdığı ülkenin mevzuatında bunu engelleyen bir durum bulunmaması halinde yabancı bir gemi Türk bayrağı çekebilir.
Madde 941/1 Bir Türk gemisi, kendilerine ait olduğu takdirde Türk Bayrağı çekme hakkını kaybedeceği kişilere, en az bir yıl süreyle kendi adlarına işletilmek üzere bırakılmış olursa, malikin istemi üzerine Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, bırakma süresince, o ülke kanunları buna imkân sağlıyorsa geminin yabancı bayrak çekmesine izin verebilir. Bu izin sona ermedikçe veya kanuni sebeplerle geri alınmadıkça gemi Türk Bayrağı çekemez.
Madde 947 Türk Bayrağı çekme hakkı olmamasına rağmen Türk Bayrağı çeken veya Türk Bayrağı çekmesi gerekirken başka bir devletin bayrağını çeken geminin kaptanı altı aya kadar hapis veya adli para cezasıyla cezalandırılır.
Madde 943/3 Geminin Türk bayrağı çekme hakkı gemi tasdik namesi ile ispat olunur. Tasdik name alınmadıkça Türk bayrağı çekme hakkı kullanılmaz.